temizlikçi bir kadın dışarıdan ilkokul dploması almak için sınava girer.tabiat bilgisi soruları ve cevapları şöyle:
soru:mide ne işe yarar?
cevap:sindirim yapar yediklerimizi öğütür
soru:akciğer ne iş yapar?
cevap:solunum yapar,bizi yaşatır.
soru:kalp ne işe yarar?
cevap:dolaşım yapar.
soru:beyin ne iş yapar?
cevap:bizim apartmanda kapıcılık yapar.
40.ewlilik yıldönümü
40.ewlilik yıldönümleriydi...güzel bir akşam yemeği ve ardından güzel ve romantik bir film ve gece olmuştu.
beraber yine aynı yastığa başlarını koyarak uyudular...
gece sabaha karşı uyanan kadın eşini yanında göremedi.mutfaktan hafif bir ışık geldiğini farketti.eşi mutfakta masada oturuyor;yanıbasında icinde çok az kalmış bir şişe viski,bir elinde bardak diğerinde sönmek üzere bir sigara,gözleri küllüğün içindeki küllere ve izmaritlere dalmış derin derin düşünüyor.
-''hayırdır tatlım uykun mu kaçtı?bu saatte n'pıyorsun burda?''
adam irkilerek kendine geldi ve eşine baktı,sonra yine dalgın dalgın konuşmaya başladı;
-''hatırlıyor musun 40 yıl önceydi.annenlerin ewde olmadığı bir gece beni ewe almıstın.üzerinde çiçek motifli kırmızı bir elbise vardı,çok hoş bir parfüm sürmüştün.çok eğlenmiştik...''
aradan onca uzun zaman geçmesine rağmen eşinin o geceyi en ince deteylarına kadar hatırlaması karşısında kadın çok mutlu olmuş yüzünde tatlı bir tebessüm ve sewgi ifadeleriyle kocasının omzuna basını koymus her tavrıyla''hadi devam et''havasına girmişti.
adam yüzünde hafif acı ve kahreder bir ifade ile devam etti:
-''sonra annen bizi yarı çıplak yakalamıştı ve bana bu rezilliği,seninle ewlenerek temizlemezsem beni hapislerde 40 yıl sürüneceğimi söylemişti...''
biten sigarasını küllüğe bırakıp yeni bir tane daha yaktı ve deriiin bir nefes çekerken kadın dayanamadı;
-''ewet dewam et.''
-''bugün çıkmış olacaktım''
Temel bilim adamı iken bir arkeolaji araştırmaları konferansına davet edilir.amerikalılar anlatmaya başlar;
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşagıya indikve telefon kabloları bulduk.Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır.Sıra Türkiye'ye gelir ve Temel başlar anlatmaya;
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik ama birşey bulamadık.Öyleyse bizim atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır.
Öğrenci;
-Hocam,diye sormuş.İnsan,maymunun gelişmiş şeklidir diyorlar,ne dersiniz?''
-O mantığa göre çınar ağacı da maydonozun gelişmiş şeklidir.
Sokrat,ölüme mahkum edildiğinde eşi:
-Haksız yere öldürülüyorsun diye ağlamaya başlıyınca,
Sokrat:
-Ne yani,bir de hakli yere mi öldürseydim?
Bir toplantıda bir genç M:AKİF'i küçük düşürmek için:
-Affedersiniz,siz veteriner misiniz?
M:AKİF hiç istifini bozmadan cevaplamış:
-Evet,bir yeriniz mi ağrıyordu?
Sair Deyhek,çoçuklarını yanına alır arkadaşını ziyarete gider.Arkadaşı çocukların sıska,kuru ve zayıf olduğu için şaka olsun diye:
-Bu tezek böcekleri sizin mi?,diye sorar.
Sair de taşı gediğine koyar:
-Evet,sizin kokunuzu aldılar da onun için geldiler.
Oğlunun okumasını isteyen bir baba,elindeki bütün inekleri satar.Oğlunun okumadığını görünce:
-Ne bahtsız adammışım bir öküz uğruna ne inekler feda ettim,demiş...
Bir adam Niyazi Beki Hoca'ya:
-Allah(c.c)beni yaratırken niye sormamış?
Niyazi Beki Hoca da:
-Sen yoktun ki kardeşim nasıl sorsun?..
temel bir gün hastaneye gitmiş. bir bakmış ki köşede bir adamcağız hüngür hüngür ağlıyor.
Temel sormuş:
- Ula uşağum niye ağlayısun?
Adam elindeki dört parmağı göstererek
- Kan tahlili yaptırmaya geldim parmağımı kestiler
demiş.
Bu sefer Temel ağlamaya başlamış adam sormuş
- Peki sen niye ağlıyorsun?
Temel de
- Ula uşağum ben de buraya idrar tahlili yaptırmaya geldum
demiş!!!
hava çok karlı radyo'dan her gün yayın yapılıyormuş
- Bu gün yollar karlı yolların buz tutma ihtimali var
o yüzden sağ taraftan gidin yada sol taraftan gidin.
Temel bu yayınlara göre sağ ya da soldan hareket ediyormuş.
Yine yağışlı bir gün radyo yine yayın yapıyormuş radyodaki kadın
- Bu gün yollar yine buzlu tam şu taraftan gidin derken
yayın kesilmiş. Temel'de yanında oturan Fadime'ye dönmüş
-Haçen kadın açikleme yapemadu yayin kesuldu şimdi
arabayu ne tarafe çekelum Fadime hemen cevap vermiş;
- Uşağum bu gün bırak araba garajda galsun
Adamın biri günah çıkarmaya kiliseye gitmiş. Rahiple birlikte günah çıkarma odasına girince anlatmaya başlamış:
'Peder, büyük günah işledim..'
'Evet oğlum..Ne yaptığını anlat bana.. Tanrı seni affedecektir...'
'Kız arkadaşımla üç yıldır çok güzel giden bir ilişkimiz var ve aramızda ciddi bir yakınlaşma olmadı. Dün onu görmeye evine gittim, kızkardeşinden başka evde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce
kardeşiyle olduk...'
'Oh bu çok kötü evlat.. fakat yaptığının kötü bir şey olduğunun
farkındasın. Tanrı affetsin..'
'Peder, geçen hafta kız arkadaşımı görmeye işyerine gitmiştim. İş arkadaşlarından
biri dışında iş yerinde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce iş
arkadaşıyla birlikte olduk.'
'Oh, bu hiç de iyi olmamış doğrusu..'
'Peder,geçen ay, kız arkadaşımı aramak için amcasının evine
gitmiştim. Yengesinden başka evde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce, yengesiyle birlikte olduk..
'Adam cevap gelmediğini görünce seslenmiş:
'Peder???? Peder, neredesiniz?? '
Hiç cevap yok.... Kilisenin içinde rahibi aramaya başlamiş ve onu
piyanonun arkasindaki masanin altinda saklanir bulmuş.
'Peder, niçin orada saklanıyorsunuz?'
'Birden ortalıkta senle benden başkakimsenin olmadığını farkettim de!'
Temel bir gün eve natasa ile birlikte gelmis. Temelin karisi Fadime kapiyi açmis. Birde ne görsün, temel natasa ile birlikte kapida. Fadime beyninden vurulmusa döner. Temel hemen karisini yumusatma politikasi uygular, "Tur Fadime, kizma hemep canum, yeni bir fantezi teneyecoguz. "der. Aradan bir saat geçer, bir saat daha geçer. Fadime elleri iki yaninda yatakta yatmaktadir. Cani sıkkın bir sesle;
- Ula Temel, ha pu fantezinun adinun 169 oltuguna emin misun?
Tabura yeni bir komutan gelmiş ve askerleri toplayarak bir konuşma
yapacağını belirtmiş. Bütün askerler toplanmışlar ve komutan başlamış konuşmaya :
"Bugün tanışmak için sizleri buraya topladım. Benim adım Ahmet,
soyadım Kırç. Tekrar ediyorum, Kırç. Arada R var. Sakın ola diliniz sürçmesin çok fena yaparım. Herkes iyice ezberlesin hata istemem !"
Askerler dağılmışlar ve herkes "Arada R var, arada R var" diye içinden ezbere koyulmuş. Komutan ise bu konuda ne kadar hassas olduğunu göstermek için sağda solda gördüğü askere soruyormuş :
- Sen !
- Emredin komutanım!
- Soyadım ne benim ?!
- Kırç komutanım.
- Aferin ! İşinin başına !
Komutan böyle böyle hergün bir kaç kere soyadını soruyor ancak kimse
şaşırmıyormuş. Temel ise bu konuda çok sancılıymış. Ya bir gün piyango
kendisine çıkarsa ve şaşırırsa diye daralıp dururmuş. Nihayet bir gün tören esnasında komutan aniden arkasına dönmüş ve Temel'i işaret ederek :
- Sen ! Soyadım ne benim ?!
Temel heyecandan konuşamıyor, nutku tutulmuş. Yaprak gibi sallanmaya başlamış. Komutan gayet sinirli :
- Sana söylüyorum, cevap ver, asabımı bozma !
Hemen arkasındaki arkadaşı bakmış Temel'in başı belaya girecek hemen
fısıldamış :
- Arada R var, arada R var...
Bunun üzerine Temel rahatlamış ve cevap vermiş :
- Gört !!!
Bir gün Adana`lı bir tüccar İstanbul`a mal almaya gider.Adam işlerini halleder,dolaysıyla yorulduğu için acıkmıştır lokantaya gider.
Lokantaya girişte sağ tarafta papağan bu adama seslenır
-Vayy civanım Adana`lım hoşgeldin der.Adam şaşırır tabi bu benim Adana`lı olduğumu nerden bilir diye neyse adam siparişini söyler ama aklı hep papağanda kalır.Adam kendi kendine ben ne yapıp eder bu papağanı alırım der ve sahibini çağırır adama başlar yalvarmaya ısrar etmeye sahibide yok der olmaz der ama tüccar ha bire ısrar eder adam dayanamayıp yalan söyler derki
-Ben sana papağanın yumurtasını vereyim der.Adam da sevinçli bir şekilde kabul eder ama yumurtalar papağanın değildir adam alır Adana`ya gider.Eşini akrabasını..vs çağırır anlatır herşeyi derki
-Bende 1 papağan yumartası var çıkınca göreceksiniz insanların nereli olduğunu bir bakışta anlıyor.Aradan zaman geçer yumurtanın içinden baska kuş türü çıkar adam sinirlenir hemen İstanbul`a gider lokantaya girer papağan sağ taraftan seslenir
-Vayy bizim salak Adana`lı hoşgeldin der adamda
-Benim salak olduğumu bir tek sen biliyorsun ama senin orospu olduğunu herkes biliyor der.
51 . piyade alayinda yuzbasi jack diye bir subay varmis. bu alayda butun herkes bu yzb'dan illallah demis. cunku her girdigi iddiayi kazaniyormus. alay komutani sonunda dayanamayip yzb. jackin tayini ni cikarmayi basarmis. ve bizim yzb. 61. piyade alayina tayini cikmis. 51 . piyade alay komutani, 61 . piyade alay komutanina telefon ederek yuzbasi icin 'aman bu adama dikkat edin sakin kimseyle iddiaya girmesin. aka kara der iddiayi yinede kazanir' diye uyarida bulunmus. 61. piyade alay komutani olurmu canim oyle sey diyip telefonu kapatmis. neyse bizim yzb. 61. piyade alayina gelmis ve alay komutanin karsina gecerek komutanim ben geldim' demis. alay komutani: - senmisin şu meşhur yzb. jack derken, yzb. alay komutanina - meraba komutanim beni hatirladiniz mi, demis - hayir hatirlamadim - olurmu komutanim vietnam savasinda beraber mevzide idik siz o zaman yarbaydiniz bende daha tegmendim. - yok canim ben o savasa katilmadim - aa komutanim ben adim gibi hatirliyorum sizin poponuza şaraplen parcasi gelmisti. kesin onun yara izide kalmistir. - olurmu canim sen manyakmisin ben ne o savasa katildim nede popomda şaraplen yarasi var. - komutanim 100$ iddiasina girerim ki sizin poponuza şaraplen yarasi var.demis ve 100$ iddiasina girilmis. alay komutani indirmis pantalonu ve yaranin olmadigini gostermis. yzb: - ah komutanim cok ozur dilerim. yanilmisim buyurun 100$ inizi demis ve 100$ i vermis. 61. piyade alay komutani sevine sevine 51. piyade alay komutanini telefonla arayarak - he he bumuydu her iddiayi kazanan adam. - ne oldu ki - iddiaya girdim ve kazandim - sakin ona popomu gosterdim deme! - nereden anladin popomu gosterdigimi - ulan senin allah belani versin allah seni kahretsin o adam senin poponu gormek icin butun alayla iddiaya girmisti.
Üniversite son sınıf öğrencisi yazılı sınavından
kalınca doğru hocasına
gider:
-"Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı önlüyor ve
beni cezalandırıyorsunuz. İşin bu yanını hiç düşündünüz
mü?"
-"Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi ölçmek,
yeterli olmayanı sınıfta bırakmak değil mi?"
-"İyi. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da ben
size soracağım.
Doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sınıfta
kalacağım. Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sınıfı
geçirteceksiniz. (Hocanın
keyfi yerinde. Teklifi kabul eder.)
Ve öğrenci sorar:
-"Yasal olup, mantıklı olmayan nedir?
Mantıklı olup, yasal olmayan nedir?
Ve de ne mantıklı ne de yasal olmayan nedir?"
Hoca uzun uzun düşünür ama cevabı bulamaz. İddia gereği öğrencisine iyi not vererek sınıfı geçirir. Ama aklı da soruda kalır. Sonunda sınıfın en iyi öğrencisini çağırır, olayı anlatır ve sorunun yanıtını bilip bilmediğini sorar.
Öğrenci hemen cevap verir:
-"Siz 65 yaşındasınız ve 23 yaşında bir kadınla evlisiniz.
Bu yasal ama mantıklı değil. Karınızın 25 yaşında bir sevgilisi var.
Bu mantıklı ama yasal değil. Siz karınızın sevgilisini, zayıf alıp sınıfta kalması gerekirkeniyi not verip mezun ediyorsunuz.
Bu da ne mantıklı, ne de yasal."
Adamın biri eski bir macerasını kahvede arkadaşlarına anlatıyordu.Macera şöyleydi:
-"Ben dağa çıkmıştım.Önüme bir anda kocaman bir ayı çıktı.Ben kaçmaya başladım.Ayı beni kovalıyor ve bana daha çok yaklaşıyordu.Ayı tam pençeyi yapıştırcak , kayıp düşüyordu.Bu 2-3 kez oldu böyle."
Kahve de oturan adamlardan biri şöyle dedi:
"Abi ben olsam altıma yapardım.
Adam cevap verir.
-"Lan ayıoğluayı, ayı neye basıpta düşüyor sanıyorsun!!!"